March 24, 2020 - YAYIMLAYAN Admin

Arabuluculuğun Vergisel Avantajları

1-GİDER YAZMA AVANTAJI :

            Arabuluculuk yoluyla anlaşma halinde, tarafların ödeme yükümlülükleri gibi hususların yer aldığı bir “anlaşma belgesi” düzenlenir. Bir tür sözleşme olan bu belgenin en önemli özelliği ilam niteliğinde yani kesinleşmiş mahkeme kararı niteliğinde olabilmesidir.

            Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/3’üncü maddesi hükmüne göre; işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkündür.

            İlam niteliğinde olan anlaşma belgesine istinaden, faaliyetle ilgili olmak kaydıyla ödenen tutarlar (zarar, ziyan ve tazminatlar); kurum kazancı, ticari kazanç, zirai kazanç, serbest meslek kazancı ve gayrimenkul sermaye iradı şeklindeki kazançlar bakımından gider olarak dikkate alınabilir. Aynı şekilde arabulucuya ödenen arabuluculuk ücreti de gider gösterilebilir.

            Diğer taraftan, tarafların üzerinde bir dava açılmamak üzere anlaştığı alacak miktarını içeren, ilam niteliğinde olabilen arabuluculuk anlaşma belgesine istinaden Vergi Usul Kanunu’nun 322. maddesi nezdinde “Vazgeçilen Alacak”, 324. maddesi nezdinde de “Değersiz Alacak” işlemi yapılabilir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Değersiz Alacaklar” başlıklı 322’nci maddesi;

“Kazaî bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar bu mahiyete girdikleri tarihten itibaren tasarruf değerlerini kaybederek, mukayyet değerleri üzerinden zarara geçirilerek yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise, bu madde hükmüne giren değersiz alacakları gider kaydetmek suretiyle yok ederler.” şeklindedir.

 Görüldüğü gibi değersiz alacak; kaybedilmiş, tahsiline artık imkan kalmamış, değeri sıfıra inmiş bir alacaktır. Kanunî düzenlemeye göre alacağın tahsil imkanının kalmadığının, kazai bir hükümle veya kanaat verici bir vesika ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Kazai bir hükümden anlaşılması gereken, alacağın tahsili için kanun yollarına başvurulmuş olması, icra takibinin yapılmış bulunması, bu müracaatlar ve takipler sonunda, alacağın ödenmeyeceğine hakim tarafından hükmedilmiş olmasıdır. Kanaat verici vesikadan anlaşılması gerektiği hususunda ise VUK’ta yeterli açıklık bulunmamaktadır. Kanaat verici vesika terimi, ödemeyi imkansız hale getirmiş hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgeler olarak anlaşılmalıdır. Prensip olarak alacağın değersiz alacak sayılabilmesi için, alacaklının bu alacağın tahsili için bütün yasal yolları denemesi ve buna rağmen alacağın fiilen ve hukuken tahsiline artık imkan kalmamış olması gerekir.

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgede 12 vergi hukuku uygulaması bakımından kanaat verici vesikalara örnek olarak sayılan belgelerden bazıları şu şekildedir:

- Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş               belgeler,

- Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması,

- Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar. (Alacaklının tek taraflı irade beyanı ile alınmasından vazgeçilen alacakların, değersiz alacak olarak zarar kaydı mümkün değildir.)

Yukarıda sayılan belgelerin hukuki değerlerine bakıldığı zaman, arabuluculuk müessesi uyarınca düzenlenen anlaşmanın da kanaat verici vesikadır. Dolayısıyla arabulucu nezdinde yapılan uzlaşma sonucu değersiz hale gelen bir alacağın zarara geçirilerek yok edilmesi mümkündür.

            İşe iade konusunda arabulucu nezdinde anlaşılması sonucu düzenlenen anlaşma belgesi uyarınca çalışana ödenen işe başlatmama tazminatının, Gelir Vergisi Kanununun 25. maddesinin 1. fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında gelir vergisinden istisna edilmesi mümkündür.

            Arabuluculuk anlaşmasına istinaden işçiye ödenen kıdem tazminatı da gelir vergisinden istisna olup tavanı aşmayan kısmı tevkifata tâbi tutulmamalı yani gelir vergisi stopajı uygulanmamalıdır.

2- KATMA DEĞER VERGİSİ AVANTAJI :

            Arabuluculuk ve avukatlık hizmetleri genel olarak yüzde 18 oranında KDV’ye tâbidir. Ancak iş uyuşmazlıklarında dava şartı olarak arabuluculuktaki avukatlık hizmetleri ile buna bağlı ilamlı icra takipleri kapsamında verilen avukatlık hizmetleri yüzde 8 KDV’ye tâbidir. Yani arabuluculukta anlaşma sağlanması halinde taraf vekili olan avukat, o uyuşmazlık için müvekkilinden alacağı ücret için daha az KDV hesaplayacaktır.

3- DAMGA VERGİSİ AVANTAJI :

            İcra edilebilirlik şerhi olan arabuluculuk belgelerinde herhangi bir damga vergisi söz konusu olmazken icra edilebilirlik şerhi olmayan anlaşma belgelerinde maktu damga vergisi hesaplanacaktır. 6325 sayılı Kanun’un 18/3’üncü maddesinde yapılan düzenlemeye göre arabuluculuk sonucu ulaşılan anlaşma belgesi taraflarca icra edilebilirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanılmak istenirse, damga vergisi maktu olarak alınacaktır. Söz konusu damga vergisi miktarı; içinde bulunduğumuz 2021 yılı için yalnızca 97.20 TL’dir.  Bu miktar, arabuluculuk anlaşmasında yazılı olan miktar bin TL de olsa, 1 milyon TL de olsa, 100 milyon TL de olsa maktudur. Söz konusu avantaj, diğer sözleşmelerin resmi işlemde kullanılmasında kural olarak geçerli olmayıp ilgili sözleşmede bir miktar varsa, bu rakam üzerinden binde 9,48 oranında nispi damga vergisi alınır. Bu nedenlerle de arabuluculuk yoluyla yapılacak anlaşma neticesinde oluşturulacak anlaşma belgesine istinaden ödenecek damga vergisi, aynı konuda başka bir şekilde düzenlenecek sözleşmeye göre çok büyük bir damga vergisi avantajı sağlamaktadır.

4-HARÇ AVANTAJI :

            Arabuluculuk anlaşma belgesinin gereği yerine getirilmezse (icra edilebilirlik şerhiyle ya da doğrudan icra edilebilir olarak) “ilamlı icra” olarak icra takibi yapılır. Böylece harç maktu olarak alınır. Bir ilamlı icra takibi için yapılacak masraf, yalnızca 100 TL civarındadır. Bu miktar, arabuluculuk anlaşmasında yazılı olan miktar bin TL de olsa, 1 milyon TL de olsa, 100 milyon TL de olsa değişmez.

Ancak “ilamsız icra” (örneğin sözleşmenin icraya konulması) söz konusu olduğunda nispi harç (alacak miktarı üzerinde yüzde olarak) alınır.

            Harçlar Kanunu’na Ek I Sayılı Liste gereğince yargı harçlarından olan “Karar ve İlam Harcı” kural olarak hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispi olarak ve binde 68,31 oranında alınır. Örneğin 1 milyon TL olarak hüküm altına alınan bir kararda, 68 bin 310 TL karar ve ilam harcı ödenmesi gerekir. Ancak “açılmış davalarda uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözümlenmesi halinde, arabuluculuk son tutanağına dayalı olarak verilen kararlarda” söz konusu harç maktu şekilde ve yalnızca 59,30 TL (2021 Yılı için) olarak alınır.